27 Ekim 2018 Cumartesi

Cumhuriyet Bayramınız Hayırlı, Uğurlu ve Kademli (Kalıcı-Sürekli ve mutlaka sürdürülebilir) Olsun. "CUMHURİYET FAZİLETTİR, ERDEMDİR CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR"-Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi

CUMHURİYET FAZİLETTİR, ERDEMDİR
CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR
             Türkiye Cumhuriyeti ve TÜRK Milleti, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş  olduğu cumhuriyetimizin 95. Yılını, onur-gurur ve şükranla kutlamaktadır. Geçen yüzyıldan kalan imparatorlukların çöküşü sonrasında ulus devletler tarih sahnesine çıkarken, Türk Milleti de büyük bir istiklâl savaşı vererek, kendi ulus devleti TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni  dünyanın merkezi coğrafyasında  kurma başarısını göstermiştir.
Üç kıtanın merkezinde yer alan “orta dünyada” bir Türk ulus devleti kurulurken, bu topraklarda var olan bin yıllık Türk egemenliği ve buna yol gösteren on bin yıllık Proto-Türk birikimi dikkate alınarak hareket edilmiştir. Kurucu önder Atatürk’ün binlerce cilt tarih kitabı okuması ve geçmişten gelen siyasal birikimi bilerek hareket etmesi üzerine inşa edilmiş olan Türk devleti, özel koşullara dayanılarak tarih sahnesine çıkartılmıştır.
Bu nedenle, TÜRKİYE CUMHURİYETİ kendi jeopolitiğinden gelen özellikleriyle diğer ulus devletlerin hiç birisine  benzemeyen, kendine özgü bir Milli modele sahiptir. İçinde bulunduğumuz yeni siyasal konjonktürde bu yüzden, Türkiye’yi  yıkmaya, ya da ortadan kaldırmaya yönelik bütün tehlikeli, menfur girişimler, Türk ulusunun haklı tepkileri ve direnişi sayesinde ters yüz olarak geri dönmektedir. Dahili ve harici bedhahlar ile Türk devletinin özel yapısını dikkate almayan  emperyalist amaçlı hain işbirlikçilerin “bütün yıkım ve tasfiye” plân, proje ve senaryolarının hepsi  bu dönemde akamete uğramış ve başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
            Kan emici emperyalizmin insanlık düşmanı yıkıcıları, kendilerine yerli ortaklar (dâhili bedhahlar) da buldukları zaman iç ve dış güçlerin birlikte hareket ettikleri ve kendi çıkarları doğrultusunda geliştirdikleri sömürü odaklı projeleri “çok zalimce, haksızca ve hukuksuzca” gerçekleştirmeyi hedefledikleri görülmektedir.
Özellikle, son zamanlarda Türkiye Cumhuriyetine yönelik bir çok saldırı senaryosunu, bir biri ardı sıra uygulama alanına getirmiş bulunmaktadırlar. Buna karşın; Türk halkının her ferdi ile dayanışma şuuru içerisinde gerçekleştirdiği cumhuriyet inkılâbını “Cumhursuz Cumhuriyet” diye karalayan din tüccarları ve siyaset simsarları ile başka emperyal projelere angaje olan alt kimlikçi/bölücü bazı toplum kesimlerinin, Atatürk karşıtlığı doğrultusunda  cumhuriyet rejimini karalamak ya da küçümsemek amaçlı olarak çamur atma girişimlerine kalkıştıkları görülmüştür.
Misakı Milli sınırları içerisinde, eli silah tutan bütün Türk vatandaşlarının amansız bir ölüm-kalım (kurtuluş) savaşı vererek kazandığı büyük zaferi küçük düşürmek maksadıyla “Hiç kimsenin Cumhuriyeti”, ya da batı emperyalizminin uzantısı doğrultusunda “Gâvur icadı yabancıların rejimi” gibi, kesinlikle  iyi niyetli olmayan art niyetli tanımlamalar ile, Atatürk Cumhuriyetine yönelik bir siyasal muhalefet geliştirilmeye çalışılmıştır.
            Ulusal kurtuluş savaşının büyük önderi Atatürk, bizzat “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi; Adalet, hakkaniyet ve fazilet rejimidir”diyerek  kendi kurduğu siyasal rejime halkçı ve eşitlikçi bir açıklama getirmiştir. En yoksulundan en zenginine kadar Türk toplumunun içinde vatandaş olarak bulunan herkesi, eşit bir vatandaş olarak gördüğünü her fırsatta ifade eden cumhuriyetimizin kurucu önderinin yaptıkları ve söyledikleri ile ne kadar haklı, ileri görüşlü ve doğru olduğunu, bir yüzyıla yaklaşan tarih diliminde yaşanan olaylar aracılığı ile hem Türk ulusu hem de dünya kamuoyu hayret ve ibretle görmüştür.
            Türklerin millet kimliği ile hareket ederek oluşturdukları Kuvayı Milliye mücadelesi, Türk ulusunun tarih sahnesinden silinmesini önlemiş ve bugünün dünya haritasının tam ortasında, merkezinde Türklere hak ettikleri ülkeyi Anadolu toprakları üzerinde vermiştir.
Bugün gelinen noktada, kan emici ve sömürgeci emperyalist güçler, Türklerin elinden vatan topraklarını alabilmek için “menfur amaçları önünde engel olarak gördükleri” Türk Milleti ve Türkiye’deki ulusal cumhuriyet rejimini ortadan kaldırabilmenin çabası içindedirler.
Ancak, Türk ulusu bir asır önce şerefle, şan’la, ıstırap ve kan’la can pahasına kazandığı var olma mücadelesini, bugün de mutlaka ve her şeye rağmen sürdürmeye azimli, imanlı ve her halikârda kararlıdır. Gerekirse, Türk toplumunun en üst düzeyinden en alt kesimine kadar “yeni bir kurtuluş savaşı” bütün kesimlerin katılımı ile yapılabilir. Türk milletinin, özgürlük ve tam bağımsızlık içinde var olma mücadelesinde, cumhuriyetimiz her zaman olduğu gibi gene kimsesizlerle birlikte olacaktır. Türkiye Cumhuriyetinin içine girmiş olduğu uygarlık yarışında hiçbir emperyal ve insanlık düşmanı güç önünü kesemeyecektir.
Türk ulusu; Atatürk Cumhuriyetinin İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Evrensel Hukukun temel ilkeleri doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyi ve ortamında hak ettiği yerini mutlaka alacaktır ve bu mazhariyeti sahiplenip “can ve mal pahasına” behemahal koruyacak ve Milli Devlet düşmanı, Emperyalist amaçlı “yeniden orta çağa dönüş” hırs, ihtiras ve arayışları ile iç ve dış savaşlara ülkeyi sürükleme çabaları Türk halkının direnişleriyle boşa çıkartılacaktır.
CUMHURİYETCİ DEMOKRATLAR HAREKETİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder