B-ULUSLARARASI İLİŞKİLER VE DIŞ POLİTİKA
Hüsnü MERDANOĞLU
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi (İnsani Değerler, Etik Unsur, Esas Prensip ve Ana İlkeler Komisyonu) Dönem Çalıştayları Sözcüsü
Devletin demokrasi esaslarına göre çalışması cumhuriyet rejiminin özüne ve ilkelerine hiçbir zaman aykırı olmamak zorundadır. Ulus devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin merkezi ve milli yapılanmalarını güçlendirecek bir milli idari reforma acilen gerek vardır. Ayrıca, I921 anayasasının uygulanması sırasında kurucu idarenin devletin taşra örgütünü denetlemek üzere tesis ettiği umumi müfettişlik kurumu yeni dönemde genel valilik olarak gündeme getirilerek, yerel yönetimler bakanlığı ile yerel yönetimler arasında bir uygulama köprüsü kurulacaktır.
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi (İnsani Değerler, Etik Unsur, Esas Prensip ve Ana İlkeler Komisyonu) Dönem Çalıştayları Sözcüsü
Devletin demokrasi esaslarına göre çalışması cumhuriyet rejiminin özüne ve ilkelerine hiçbir zaman aykırı olmamak zorundadır. Ulus devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin merkezi ve milli yapılanmalarını güçlendirecek bir milli idari reforma acilen gerek vardır. Ayrıca, I921 anayasasının uygulanması sırasında kurucu idarenin devletin taşra örgütünü denetlemek üzere tesis ettiği umumi müfettişlik kurumu yeni dönemde genel valilik olarak gündeme getirilerek, yerel yönetimler bakanlığı ile yerel yönetimler arasında bir uygulama köprüsü kurulacaktır.
Bu
nedenle, acilen yeni bir kanun çıkartılarak bütün şehir uygulamalarına son
verilecek ve Avrupa’da uygulanmayan yerel yönetimler özerklik şartının
Türkiye’de kabulü ve hayata geçirilmesi kesinlikle önlenecektir. Yerel
yönetimlerin güçlendirilmesiyle birlikte, merkezi idarenin taşra örgütlenmesi
de gündeme getirilecek milli idari reform sayesinde yeniden ele
alınarak üniter devlet modeli çizgisinde güçlendirilecektir.
Yargı
en üstteki yüksek organlardan en alttaki birinci derece mahkemelerine kadar her
türlü siyasal baskı ve yönlendirmenin dışında hareket ederek, siyasal
iktidarlar üzerinde hukukun denetimini kuracak; I961 anayasasında
var olan çift meclis sistemi, siyasal iktidarın denetimi ve
frenlenmesi için batı ülkelerinde olduğu gibi cumhuriyet senatosu yeniden
tesis edilecektir.
Milli
idari reform ile devlet yapısı daha da büyütülerek güçlendirilirken yeni bakanlıkların
kurulmasına da öncelikle yer verilecek. Bunun için çeşitli bölgelerdeki etnik
ve alt kimlikçi yapılanmalara karşı birliğin korunması doğrultusunda üst
kimlik olarak Türklüğü benimsemiş vatandaşların devreye
girerek, ülkede kopma eğilimlerine karşı denge kurmaları sağlanacaktır.
Türklerin Türkiye’ye yeniden yerleşmeleri sağlanarak Türk toprakları ile
Türk vatandaşları arasında kopmaz bağlarla yeni birliktelik devletin yeni
bir yaklaşımı olarak geliştirilecektir.
Ankara
merkezli yeni bir yapılanma planı sayesinde, Türklerin Türkiye’nin her köşesine
yeniden dengeli bir biçimde yerleşmeleri sağlanarak, yeni kurulacak Göç
Bakanlığı aracılığı ile iç ve dış göçler yolu ile yeni gelen insan
topluluklarının ülkenin bütünleşmesine katkı sağlayacak düzeyde bir yeni yapılanmanın
önü açılacak. Aynı bölgede kurulmuş olan Türk devleti de benzeri önlemleri
alarak ülke ve devlet birliğini koruma hakkı kullanılacaktır. Zira üç kıta
arasındaki merkezi alandaki emperyal gelişmeler ve nüfus hareketlerinin
yeni devlet yapılanmalarını zorladığı için merkezi konumdaki
Türk devletinin varlığını sürdürebilmek için kendini koruyucu
önlemler alması sağlanacaktır.
B- ULUSLARARASI
İLİŞKİLER VE DIŞ POLİTİKA
Dünyanın orta alanındaki yeni devletleşme projelerine karşı, Türkiye’nin öncülüğünde bölge devletlerinin bir araya gelerek dayanışma içerisinde Avrupa Birliği ya da Afrika Birliği gibi, aynı yönde Merkezi Devletler Birliğinin oluşturulması sağlanmaya çalışılacak; İngiltere’nin Yakın Doğu Konfederasyonu, ABD’nin Büyük Orta Doğu, İsrail’in Büyük İsrail Projelerine karşılık, Türkiye Cumhuriyeti de kurucu önder Atatürk’ün yolundan giderek, bölgenin diğer önemli devleti İran ile bira raya gelerek yeni bir Sadabat Paktını “Merkezi Devletler Birliği” olarak ortaya koyacaktır..
Dünyanın orta alanındaki yeni devletleşme projelerine karşı, Türkiye’nin öncülüğünde bölge devletlerinin bir araya gelerek dayanışma içerisinde Avrupa Birliği ya da Afrika Birliği gibi, aynı yönde Merkezi Devletler Birliğinin oluşturulması sağlanmaya çalışılacak; İngiltere’nin Yakın Doğu Konfederasyonu, ABD’nin Büyük Orta Doğu, İsrail’in Büyük İsrail Projelerine karşılık, Türkiye Cumhuriyeti de kurucu önder Atatürk’ün yolundan giderek, bölgenin diğer önemli devleti İran ile bira raya gelerek yeni bir Sadabat Paktını “Merkezi Devletler Birliği” olarak ortaya koyacaktır..
Ayrıca
ikinci Bakü Kongresi toplanacak ve soğuk savaş sonrası dönemde merkezi alandaki
devletlerin bir araya gelerek kendi ve bölge güvenlikleri
için bir bölgesel ittifakın temelleri atılacak. Bakü merkezli bölgesel
ittifakta Türk-İran ortaklığının temelini oluşturacağı bir bölgesel birlik
içinde Irak, Suriye, Azerbaycan ve Gürcistan gibi komşu ülkeler katılacak. Altı bölge devletinin oluşturacağı
merkezi Devletler Birliğinde NATO benzeri bir güvenlik örgütlenmesi CENTO adı
ile yapılandırılacaktır. Böylece ikinci kez merkezi devletler bir güvenlik
örgütünün şemsiyesi altında toplanarak hem bölgesel teröre, hem de üçüncü dünya
savaşı girişimlerine karşı çıkabileceklerdir.
Merkezi
alandaki çekişmeler sonucu terör giderek bir üçüncü dünya savaşını
tırmandırırken, Atatürk’ün ana ilkesi olan “yurtta ve dünyada barış” ilkesi bu
kez komşular arasındaki iyi ilişki ve dayanışma sayesinde Orta Doğu
bölgesinde istikrar sağlanacak. Böylece, doğu ve batıda oluşan sekiz büyük
millet imparatorluğunun orta dünyayı ele geçirmelerini önleyecek bir büyük
devlet yapılanması sayesinde merkezi alana sürdürülebilir barış
getirilebilecektir.
Sovyetler
Birliği zamanında dış dünyaya kapalı kalan Türk dünyası ile yakın ilişkilerin
önümüzdeki dönemde öncelikli olarak ele alınacak ve Türkiye’nin doğru çizgide
doğuya açılımının Türk dünyası üzerinden sağlanacaktır. Türkiye kesinlikle Türk
dünyası üzerinden doğuya açılmalıdır. Türkiye dünyanın jeopolitik merkezinde
yer aldığı bilinci ile hareket ederek doğu-batı ve kuzey-güney
dengelerine dikkat etmek zorundadır. Türkiye AB’ne üye alınmayacağını
bilerek Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini geliştirecek, Avrupa
dengelerini Arap ve İslam ülkelerine karşı kullanabilecek düzeyde esnek
bir diplomasi ile bulunduğu yerdeki güçlü konumunu koruyacaktır. ABD ile
ilişkilerde Türkiye’nin hiçbir zaman askeri üs ya da sınır karakolu
olarak kullandırılmayacak, savaş alanlarına piyon ya da taşeron olarak
sürülmesine izin verilmeyecektir.
[[A-ANAYASA VE DEVLET SORUNU / B-ULUSLARARASI İLİŞKİLER VE DIŞ POLİTİKA]]-27 Haziran 2018 – Hüsnü MERDANOĞLU, Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder